Hamile kaldığınızı öğrendiğiniz ilk günden itibaren başlar heyecan. Bunun yanında onlarca soru, tedirginlik, endişe de olmazsa olmaz tabi. Onca zaman temkinli bekleyiş ise hep o ilk kokusunu duyduğunuz anın hayaliyle geçer gider.
Doğumla ilgili akılları meşgul eden ilk soru; “Normal doğum mu yoksa Sezaryen mi tercih edilmeli?” sorusudur. Tabi ki de hastanın kişisel öyküsüne bakarak doktorunuzun vereceği profesyonel tanılar bu kararınızı belirlemekte yardımcı olacaktır. Özel bir durum söz konusu değilse ve sizin de isteğiniz bu yöndeyse normal doğum her anne için en sağlıklı yoldur. Vücudun doğal kasılmalarla, doğal tepkiler vererek bu hamilelik dönemini sonlandırması organik vücut işleyişini bozmayacaktır. Sezaryen doğumun gerekli olduğu ya da tercih edildiği durumlarda da planlanmış bir doğum olması annenin ve bebeğin sağlığı için önemlidir. Sezaryen doğum anestezi ile gerçekleştiği için bebeğin doğumuna şahit olmak, bebeği hemen emzirmek mümkün olmamaktadır. Normal doğuma göre kontrol altında tutulma süresi de uzun olduğu için annenin taburcu olması ve normal hayatına dönmesi biraz daha fazla zaman alır.
Bu seçeneklerin arasında kalmış anne adayları da bu sıralar sıklıkla epidural doğum seçeneğini değerlendiriyor. İki doğum tarzının birleşimi gibi olan bu yöntemde lokal anestezi yapılarak hem annenin doğum sancılarını duymasının önüne geçiliyor hem de bebekle annenin ilk temasına imkan tanınmış oluyor.
Bu yöntemlere alternatif olarak son dönemlerde denenen başka doğum yöntemleri de var. Bunlardan en yaygın olanı ise “suda doğum”. Eğer sağlıklı bir hamilelik geçirdiyseniz ve doktorunuz da bu yöntemi öneriyorsa denemelisiniz. Normal doğum sancılarının acısını dörtte üçe kadar azaltıp, doğum sonrasında da faydaları devam ediyor. Hem anne hem çocuk için sağladığı faydalar mevcut. Bebek için oksijenle karşılaştığındaki ciğerlerinde oluşan deformasyon en aza iner ve stres hormonlarında azalma meydana gelir. Anne için ise rahat doğum ve ağrısız doğum sonrası dönemi demektir suda doğum. Ayrıca doğum esnasında anne vücudunun doğal fetal iniş pozisyonunda durduğu için vücudunda deforme en az olacaktır.
Başlı başına bir doğum yöntemi olmasa da doğum sonrası bebeğin ve annenin hayatını etkileyen bir yöntem de “lotus doğum”. Lotus doğumda bebek doğduktan sonra plasentadan hemen koparılmıyor, zamanla kordon bağının kendisinin düşmesi bekleniyor.( Yaklaşık olarak üç ve sekiz gün içinde bağ kopuyor.) Bu yöntemin amacı ise; doğumun ardından bebeğin besinini birden kesmemek ve bir süre daha plasentadan beslenmesini sağlamak.
Onlarca yöntem varken kafanız çok karışmasın. Güvendiğiniz bir doktorunuz ve ruhunu, bedenini; kısacası varlığını hissettiğiniz bebeğiniz size doğru seçimi yapmakta yardımcı olacaktır.